28 Mart 2017 Salı

Bebeklerde Alerjik Nezle

Bebeklerde alerjik nezle tedavi ettirilmez ise astım, bronşit ataklarına dönüşebilir. Astım, bronşit olmadan önce ara sıra öksüren bebeğiniz astım, bronşit olduktan sonra sabaha karşı bebeğinizi uyutmayacak şiddetli öksürük krizleri meydana gelir. Boğazdan gelen hırıltılar giderek artar. Bu durumun yaşanmaması için bebeklerde alerjik nezle belirtilerini anladığınızda hemen bir doktora götürerek tedavi ettiriniz.
Bebeklerde Alerjik Nezlenin Belirtileri;
Bebeklerde alerjik nezle olduğunda yetişkinlerden farklı olarak çoğu zaman burun tıkanması ön plana çıkar. Devamlı bir şekilde ağzı açık ve horlayan bir bebek söz konusudur. Her zaman olmaya bilir ama burun kaşıntısı, hapşırık, beyaz bir renkte burun akıntısı ve bebeğinizin gözlerinde sulanma olabilir. Bebeğinizin burun kanalları alerjiye bağlı olarak devamlı tıkalı olduğundan dolayı soğuk algınlığına yakalandığı zaman bir türlü iyileşmez. Beyaz bir şekilde başlayan burun akıntısı çoğu zaman yeşil veya sarı hale gelir. Bunun peşine geniz akıntısına bağlı balgamlı öksürük gelir ve bu olay çoğu zaman antibiyotik ilacı kullanmadan geçmeyen sinüzite dönüşür. Burun tıkanıklığından dolayı bebeğinizin orta kulağında sıvı birikimi gerçekleşir ve duyma kaybı da alerjik nezlesi olan bebeklerde çok sık rastlanan bir durumdur.
Bebeklerde Alerjik Nezlesi Tedavisi;
İlk olarak hastalığın altında yatan alerji neye karşı olduğu araştırılarak be bu sorunun bulunmasıyla işe başlanmalıdır. Bu alerji ev tozundan kaynaklanıyor ise evdeki halıların kaldırılarak ve bebeğin tattığı yatak için özel alerji kılıfları alınması gerekmektedir. Bu alerji polenden dolayı oluyor ise bahar ayları geldiği zaman kapı ve pencerelerinizi kapalı tutmanız gerekmektedir. Bebeğinizin çamaşırlarını dışarıda kurutmamanız gibi olabildiğinizce polenden uzak durucu önlemler almalısınız. Ancak gerek ev tozundan gerekse polenden bebeklerde alerjik nezle olunan maddeden tamamen uzak durmak ya da korunmak mümkün değildir. İşte bu yüzden vücudun alerjik hastalığına neden olan maddeye alıştırılması için dilaltı damla aşı tedavisine bir an önce başlanması gerekir. Dilaltı damla aşı tedavisi iğnesiz bir şekilde aşılama yöntemidir. Şu an için bütün dünya da alerjinin en güvenli ve tek tedavi yöntemi dilaltı damla aşısı olarak kabul edilmektedir.

16 Mart 2017 Perşembe

2 Aylık Bebek Gelişimi


Bebeğinle ilk ayını bitirdin. 2. ay geçen aya göre daha rahat ve tecrübeli bir ay geçireceğine emin olabilirsin. Çünkü artık uyku düzeni oluşmaya başlayacak, hareketlenecek ve sana tepki vermeye başlayacak. Şanslıysan ilk gülücüğünü bile alabilirsin. Tabii bu çok bilinçli bir gülücük olmayacak ama emin ol seni mutlu edecek. Karşılaşacağın 2. ay bebek davranışları, beslenmesi, hareketleri ve tüm gelişimi için hazırsan anlatmaya başlıyoruz.

2 Aylık Bebeğin Beslenmesi

Artık emzirme konusunda sen de tecrübeli sayılırsın. Hatta henüz iş hayatına geri dönmediysen ya da çalışan bir anne değilsen bebeğini hala emzirmeye devam edebilirsin. Emzirmenin en güzel tarafı süt miktarına bebeğinin karar veriyor olması.
Artık, 2 aylık bir bebek kaç cc süt içer gibi bir sorunun aklını kurcalamasına gerek yok! Doyana kadar emmeye devam edeceği için hesap yapmana gerek yok.
Fakat çalışan annelerdensen ve doğum iznini 32. haftada aldıysan yavaş yavaş işe başlamadan önce stok yapmaya ve biberon eğitimini vermeye başlamalısın. İş hayatına geri döneceğin için bebeğin emmeye devam etse bile biberon ile beslemeye başlamalısın.
Bu arada sen çalışmaya başladığında bebeğine aileden biri bakmayacaksa güvenebileceğin bir bakıcı bulman gerekecek. Bu yüzden kiminle çalışacağını araştırmaya başlamanı öneririz.
Konumuza dönersek, biberona alışma süreci için 5. ya da 6. hafta en uygun haftalardır. Böylece işe dönmeden önce biberon düzenini oturtmak için 2 haftan daha olacak. Eğitime günde bir öğünü biberon ile vermeye başlayabilirsin.
İlk başta reddetmek istese bile zamanla bu düzen oturacaktır merak etme. Eğer ki biberonun emziğini reddediyorsa bir sonraki biberonla besleme seansında emziği değiştirmeyi denemelisin. Hatta bebeğin emzik kullanıyorsa günlük kullandığı emziği ile biberonun emziğinin aynı marka ve tür olmasına dikkat etmeni öneriyoruz.
Bebeğinin beslenmesi yeterliyse ya da doktorun ek gıdaya geçilmesini söylemediyse bebeğin için en faydalısı anne sütüdür ve en az 6 ay anne sütü ile beslenebilsin diye göğüs pompası almayı ihmal etmemelisin.
Hem işe başlayacağın için hem de acil durumlarda yedek besinin olması için göğüs pompası almanın tam zamanı. Unutma göğüs pompasına sadece çalışan annelerin ihtiyacı yok! Sütü çok olan annelerin de ihtiyacı var. Çünkü stok yapman, hem grip olduğunda ya da dışarı çıktığında bebeğinin anne sütünden mahrum kalmamasını hem de çok fazla sütün varsa süt kanallarının tıkanıp ağrı yapmamasını sağlayacak. Tüm bunlar için de sütünü sağman gerekiyor.
Biriken torbaların üzerine tarih yazarak dondurucuya koyduğunda 6 aya kadar saklayabilirsin. Fakat daha güvenli olması için 3 ayı geçirmeden içirmelisin. Anne sütünün pompalanması başlarda yaklaşık 45 dakika sürerken zamanla sen de tecrübe kazanacağın için 30 ya da 15 dakikaya inecektir.

2 Aylık Bebek Beslenmesi İle İlgili Dikkat Etmen Gerekenler

  • Doktorun, bebeğinin sağlığı için ek mamaya geçmen gerektiğini söylemediği sürece anne sütüne devam etmelisin.
  • Yumuşak besinler ve anne sütü dışındaki besinler için henüz çok erken, kullanmamalısın.
  • İlaç kullanman gerektiğinde doktoruna mutlaka emzirdiğini belirtmeli, mutlaka ilaç kullanman gerekiyorsa stok yaptığın anne sütünü bebeğine vermelisin.
  • Her öğünde iki göğsünden de emzirmeye dikkat etmelisin. Fakat birindeki bitmeden diğerine geçmemelisin çünkü asıl besleyici olan her memenin sonundaki süttür.
  • İnek sütü besin desteği için yanlış bir süttür ve bebeğine zararlıdır, 1 yaşa kadar kesinlikle vermemelisin.

    Anne Sütüm Yeterli Gelmiyor, Ne yapmalıyım?

    Öncelikle bu soruyu kendi kendine sorma! Bırak yeterli gelip gelmediğine doktorun karar versin. Başka bebeklerin kilosu ile karşılaştırma yapma ve başkalarının –annen bile olsa- sütünün yeterli gelmiyor demelerine izin verme! Bebeğin için en faydalısı her zaman anne sütüdür. Doktorun, bebeğin için 2 aylık bebek fiziksel gelişimi normal değerlerde diyorsa, kafana takacağın bir sorun görünmüyor. Ayrıca, bebeğinin günde 6’dan fazla idrar yapması da beslenmesinin yeterli olduğunu gösterir ve anne sütü dışında hiçbir ek gıdaya ihtiyacı olmaz. Fakat doktorun yeterli gelmediğini söylüyorsa da sorgulamadan yine doktorunun önerdiği ek gıda ile bebeğini beslemelisin.

    Memenin Reddi

    Bebeğin severek ve sorunsuz bir şekilde emerken bir anda memeni reddetmiş olabilir. Bunun nazarla hiç alakası yok, böyle şeylere inanma. Eğer 2 aylık bebek emmek istemiyor ise, bu durum son zamanlarda yediklerinle, bebeğinin burnunun tıkanık olmasıyla, sütünün yavaş gelmesiyle alakalı olabilir.
    Böyle bir durumda çözümü önce bebeğinin burnunun tıkanık olup olmadığını kontrol ederek arayabilirsin. Sonra yediklerini gözden geçirmelisin. Mesela sarımsaklı, baharatlı ya da keskin tada sahip bir şeyler yediysen bebeğin bu tattan hoşlanmamış olabilir. Yediklerine dikkat ederek durumu gözlemlemelisin.
    Son zamanlarda gerginsen bu da etkileyebilir. Özellikle bebeğinle ilgilenirken rahatlamaya çalışmalısın. Sütün yavaş geliyor olabilir ve bebeğinin çok açken buna katlanmasını bekleyemezsin. Belki de sadece o an canı yemek istemiyor bile olabilir.
    Tüm bu seçenekleri kontrol edip düzelttiğin halde hala gelişme yoksa doktoruna danışmalısın.

    2 Aylık Bebeğin Görme Yetisi

    İkinci ayda bebeğinin görme yetisi geçen aya göre daha net ve canlı olacaktır. Artık pastel renklerle tanıştırabilirsin fakat bu renklerle yine arası çok iyi olmaz. 2. ayında ilk aya göre daha net gördüğü için parlak ve canlı renklere daha fazla ilgi gösterir.
    Gözleri ile senin konuşmanı ve hareketlerini incelediği için dili hep hareket halinde olur, bunun sonucunda ses çıkartacaktır. Fakat çıkardığı sesler henüz dilini kullanmayı bilmediği için hep sesli harflerden oluşur. Bunda endişe edilecek hiçbir şey yok. Bebekler 3 ay ile 5 ay arasında sessiz harfleri kullanmaya başlarlar.
    Banyo küvetini veya biberonunu gördüğünde tepki verebilir.
    İlk aydaki gibi fazla uzağı göremez ama gözleriyle takip edebilir.

    2 Aylık Bebeğin İşitme Yetisi

    İkinci ayda işitme duyuları ilk aya göre daha kuvvetli olacak. Mesela bu ay senin sesini daha net algılayacağına emin olabilirsin. Hatta uzun süre sesini duymadığında endişelenebilir bile...
    Kalın ses ile ince seslerin farkını ayırt edebilir. Örneğin senin sesin ile babasının sesinin farkını anlayacaktır.
    Bu ay sürekli aynı müziği dinleterek tepkilerini ölçebilirsin. Çünkü tekrar eden tanıdık melodik seslere ya da okuduğun aynı masala tepki vermeye başlar. İşitme duyusu daha iyi olduğu için çıkardığı sesler de fazlalaşacaktır. Kendi kendine çıkardığı sesler çok hoşuna gider ve sürekli bu sesi tekrar eder. Sen de bu sesleri taklit ederek onu onaylayabilirsin.
    İkinci ayın sonuna doğru ses çıkartırken sürekli tek bir noktaya veya cisme bakıyorsa onun hakkında konuşuyor olabilir.
    İşitmeye dair 2 aylık bebek tepkilerine son bir örnek ise, müzik dinlerken kol ve bacaklarını ritmik bir şekilde hareket ettirebilmesidir.

    Bebeğimin Gelişimi için Neler Yapmalıyım?

    İkinci ayda ve bundan sonraki aylarda bebeğinin gelişimi için ona ilgini ve sevgini esirgemeden vermeye devam etmelisin. Onu sev, kucakla, sarıl ve bol bol konuş.
    Konuşsam bile anlamayacak ki diye düşünmeden sürekli konuş onunla... Bu onun psikolojisini olumlu yönde etkileyecektir.
    Bebeğinin sosyal gelişimi için onunla yüz yüze vakit geçirmeli, ona şarkılar söylemeli ve özellikle bu ay ismiyle hitap etmelisin.
    Bebeğinle ne kadar çok konuşursan o kadar iyi. Aslında bunun bir zamanı yok. Mutlaka 2. ayda başlamalısın diye bir öneri yapamayız, canın ne zaman istiyorsa o zaman konuşmalısın. Fakat gelişimi için mutlaka konuşmanı öneriyoruz. Gerçi zaten birçok anne gibi senin de bebeğin karnındayken konuşmaya başladığına eminim. O yüzden anlat ona tüm gününü. Yapacağın yemek hakkında fikrini sor, onu giydirirken hangi kıyafeti giydireceğini anlat.
    Hatta öyle bir anlat ki bu konuşmalar doktorunun seni ultrasona aldığı zamanlardaki gibi olsun. Nasıl doktorun sana bacakları burada, elleri burada, şimdi gözleri açtı gibi basit cümleler ile her detayı anlatıyorsa sen de bebeğine öyle anlat her şeyi... Uzun cümleler kurma, basit cümleler kur.
    Dil gelişimi için çıkardığı sesleri taklit et. Oyuncak yakaladığında ya da tutabildiğinde onu alkışla ve tebrik etmeyi sakın ihmal etme.
    Güvenini arttırmak için o bir şeyden büyülenirse sen de aynı şeye aynı ilgiyi göster. Bırak senin dikkatini çektiğini düşünsün.
    Boyun ve sırt gelişimini desteklemek için 2. ayda yüzükoyun yatırmalısın. Boynu ve sırtı geliştiğinde baş hareketini daha kontrollü yapacaktır.

    2 Aylık Bebeğin Uyku Düzeni

    Yaşasın! Bu ay bebeğin daha fazla uyuyacak. 2. ayda uykusu biraz daha fazla düzene girdiği için sen ve eşin daha rahat olabileceksiniz. Üstelik bu ay gündüzleri daha fazla uyanık kalıp geceleri neredeyse 7 saate kadar uyuyabilir. Bu her bebek için aynı değildir tabii, 2 aylık bebek en fazla kaç saat uyur sorusuna cevap vermek zordur.
    Artık karanlığı fark edebildiği için gece uykusu sırasında özellikle onu beslerken asla konuşma, oyun oynama! Böylece uykuya rahatlıkla devam etsin.

    2. Ay Bebek Gelişimi : Bu Ayın Sonunda Bebeğin Neler Yapabilir?

  • Yüzüstü yatırıldığında gövdesini 45 derece yukarı kaldırabilir.
  • Ellerini keşfeder ve incelemeye başlar.
  • Bebek kendi sesini duymaktan çok mutlu olduğu için sürekli ses çıkarır.
  • Önüne bir cisim bırakıldığında ve eline verildiğinde onu tutmaya başlar. Küçük cisimleri ağzına götürmeye çalışır, büyükse sallayıp bırakır.
  • Vücut hareketlerini tamamen kontrol edemez ama iyice hareket etmeye başladığı için artık yüksek bir yerde tek başına bırakılmamalıdır.
  • Gündüzleri daha az uyurken, geceleri daha fazla uyumaya başlamıştır.
  • Gülücük ve sevinç çığlıkları atabilir.
  • Kendisi ile ilgilenildiğini anlar.
  • Ses çıkarmaktan çok hoşlanır.
  • Anne sesini bu ay net bir şekilde tanır.
  • Mutluluktan çığlık atabilir.
  • Sürekli el ve ayakları ile oynayabilir.
  • Emerek sakinleşir.
  • Ağladığında özellikle de sen kucağına aldığında sakinleşip susabilir.

  • Mutlaka Bilmen Gerekenler

    Bebeğimi Ne Kadar Giydirmeliyim?

    İşte en büyük problem! Bebeğinin ısısını nasıl anlayacaksın? Büyüklerin söylediği gibi kat kat mı giydireceksin yoksa sen ne kadar giyiniyorsan onu da o kadar mı giydireceksin. Bu konuda doktorun mu daha tecrübeli, sizi yetiştiren ailen mi? Bu soruları okuduğunda gerçekten işin içinden çıkmanın çok zor olduğunu düşünebilirsin, fakat 2 aylık bebek vücut sıcaklığı değerlerinin normal olup olmadığını anlamak aslında çok basit!
    Önemli olan bebeğinin iç ısısı. Eğer ki bebeğinin iç ısısı dengeliyse bebeğini tonlarca kıyafetin altına gizlemene gerek yok! Bu iç ısıyı anlamak içinse el ve ayaklarını kontrol etmeni önermiyoruz. Çünkü el ve ayaklar henüz dolaşım sistemi tam oturmadığı için doğru ölçü değildir. Doğru ölçü için vücut ısısını kontrol etmelisin. Eğer ki göğsü ve sırt sıcaksa bebeğini yeterli giydirmişsin demektir.
    Tabii bu bir tercihtir. Sen bebeğini kat kat giydirmek istiyorsan da giydirmelisin.
    Dikkat etmen gereken en önemli şey bebeğinin en fazla ısıyı başından kaybedeceği için başını hep korumalısın. Hatta harika şekilli şapkalarla bu korumayı güzel anılar olacak fotoğraflarla bile süsleyebilirsin.

    Eyvah, Bebeğimin Bacakları Çok Çarpık!

    Endişe etmen yersiz. Neredeyse 40 hafta boyunca bebeğin ana rahminde garip pozisyonlarda durduğu için bacakları ya da ayak biçimi düzelmemiş olabilir. Bu içe dönüklük bir süre daha da devam edebilir. Çok endişe ediyorsan doktoruna danışabilirsin.

    Bebeklerde Kalça Ultrasonu Nedir?

    Bebeklere kalça çıkığını belirlemek için kalça ultrasonu tarama testi yapılması mecburidir. Mecburi olmasının nedeni kalça çıkığına hekim müdahalesinin %100 tanı konulamamasıdır. Röntgen ışını içermeyen ultrason ile tanı konur. 1. ay ile 2. ay arasında yapılır.

    Bebeklerde Konak Nedir?

    Bebeğin doğumundan 3. aya kadar görülen kafa derisinde kabuklu ve kızarıklığa sebep olan bir tabakadır. Kaşıntı ya da rahatsızlık yapmaz. Nedeni alerji, hastalık ya da hijyen değildir. Peki, 2 aylık bebekte cilt kuruluğu neden oluşur? Aslında bebeklerde görülmesinin nedeni tam olarak bilinmiyor.
    Uzmanlar konağın, genellikle anneden gelen hormonlardan dolayı bebek derisinde yağ bezlerinden salgılanan salgılardan kaynaklandığından söylemektedir. Ayrıca henüz gelişmemiş sindirim sisteminin biyotin ve Vitamin B çeşitlerini yeterince ememediği için oluştuğundan da şüphelenmektedirler.

    Konağın Belirtileri

    Bebeğinin saç derisinde kalın, yağlı ve beyaz ya da sarı renkte pullanmalar görüyorsan bunlar konağın belirtilerindendir. Nadiren de olsa kızarıklık olabilir. Bu gibi durumlarda normalde olmamasına rağmen kaşıntı olur.

    Konağın Tedavisi

    Konak müdahale etmeden birkaç haftaya geçebilir veya 3 ay içinde kendiliğinden kaybolur. Fakat nadir de olsa bazı bebeklerde daha uzun sürdüğü de görülmüştür. Böyle durumlarda doktoruna danışarak bebek yağı, vazelin sürmeyi deneyebilir, yumuşak bir fırça ile(bebek tarağı)ölü derileri dökebilirsin.
    Eğer kızarıklık yayılırsa, kızarık olan yerlerden sıvı sızılırsa ya da konaktan dolayı bebeğin huysuzlaşırsa doktorunu aramalısın.

    Aşı Takvimi

    Aşı zamanı! 2 aylık bebek aşıları Karma, Verem, Pnömokok ve Rotavirustur. Bu aşıları yaptırmalısın.
  • DTacB-IPV- Hib adı verilen 5’li Karma Aşısı 2. ayda ilk dozu yapılmak üzere 4. ve 18. aylarda diğer dozları yapılır.
  • BCG/ Verem Aşısı tek doz olarak 2. ayda bebeğine yapılır. Tekrar edilmesine gerek yoktur. Eğer bebeğin erken doğduysa ve 2 aylıkken 2kg altındaysa aşı için bebeğinin 2kg olması beklenir.
  • Prönomok Aşısı, bilinen adıyla Zatürre Aşısı 4 doz uygulanır ve ilk dozu 2. ayda olmak üzere sırasıyla bebeğin 4. 6.ve 12. ayına geldiğinde diğer dozları da uygulanarak tamamlanır.
  • İshal Aşısı da denilen Rotavirus Aşısı ise 2 tip şekli vardır. Bir tanesi 1 ya da 2 ay arayla 3 doz, diğeri ise 2 doz olarak yapılır. Genel olarak ilk doz 3. ayı geçmeden son doz ise 8 aylık olmadan tamamlanmış olması gerekmektedir.

Bebekler ve Çocuklarda Kullanılan İlaçların Gerçeği


Peditus şurup
Sakın kullanmayın. Tuzak ilaçtır.
” Pediatric Dosage Handbook with International Trade Names (17th Edition)” ilaç rehberinde, ADI BİLE YOK.
Sadece; Türk ilaç rehberlerinde var. Orada bile, KBB uygulamaları için tek bir kelime bile yoktur.
1- Öksürüğü keserek, hırıltılara sebep olur ve yok yere hastaya; Astım , Bronşiolit gibi teşhisler konuliur.
2- Türk doktorları; Peditus içinde; Calpol etken maddesi olan, Parasetamol (120mg) olduğunu da HİÇ BİLMEZLER…Peditus: Calpol, Aferin, ParaNox gibi Parasetamol ihtiva eden ilaçlarla verildiğinde, karaciğerde zehirlenme olur.

Reflor
Reflor, ishal ilacı değildir. Reflor; ishali durdurmaz. “Probiyotik” bakteri tozu ihtiva eder, Antibiyotiklerin barsak bakterilerini yoketmesi ile olan”antibiyotik ishalinde” kullanılır, barsaklarda yok olan “yararli bakterileri (Probiyotiklari) yerine koymaya yarar.
Turkiye de yapilan “en aptalca’ islerden biri de, her ishalli hastaya, Reflor ve benzeri ilaclari vermektir.

Antibiyotikler
Bebekler doğarken annelerinden aldıkları antikorlar nedeni ile ilk 1 sene antibiyotik gerektiren hastalıklara yakalanmazlar. Virütik olanlarda ise, annenin verdiği antikorlar, virüsler geçen zaman içinde şekil değiştirdiklerinden, bir işe yaramazlar ve bebeklerin ilk 1 sene içindeki bütün hastalıklar ( çok nadir durumlar hariç)  viraldir.
Bronşitte ateş olmaz, antibiyotik de gerekmez. Eğer burnunda su gibi bir akıntı başladı ise, grip demektir, antibiyotik gerekmez.
Ateşle beraber olmayan hiçbir öksürükte antibiyotik kullanmayın. Ateşle birlikte olan öksürüklerinde büyük bir kısmı virütiktir, antibiyotik gerekmez, bunu anlamak için, kan sayımı yapar, WBC(=lökosit) sayısına bakarsınız. Eğer lökosit sayısı düşükse, antibiyotik gene gerekmez.
Antibiyotik kullanmanız gerekende çocuğun ağızı leş gibi kokar, dili beyazdır.
Çocuklar okul veya yuvaya başladıklarında, 2 sene çok hasta olurlar. Normaldir. Bu hastalıkların %10’unda antibiyotik gerekir, %90’ında gerekmez, viraldir.

Cold-Mix
Burun tıkanıklığı için kullanın. Günde 3-4 defa, yastığına veya başucuna, başının hizasına ama biraz (15-20cm) öteye, 2 damla damlatın.
Coldmix mavi kutu ve yeşil kutu arasında fark yoktur. Birisi 5 ml diğeri 10 ml. Farkı sadece ebatı, içerik aynıdır. Cilde değdiğinde, güneş yanığı gibi tahriş yapıyor.
Burnu açtığı için horlamayı da kesiyor.

Vicks
Çocuğun burnunun tıkandığı durumlarda Cold-mix bulamıyorsanız, göğsüne “fındık” kadar Vicks sürün. Üstünü ufak bir havlu ile örtün ki, çabuk buharlaşıp uçmasın, tesiri uzun sürsün. Vicks yenilmez, burun içine sürülmez.

Bricanyl
Bricanyl; ASTIM ilacıdır. Bronşit, Astım’ın Fransızcasıdır. Bricanyl gereken durumda (Bronşit); nefes verme sıkıntılıdır, ve nefes verilirken hırıltı olur. Nefes alma rahattır. Bricanyl, bronş spazmını giderdiğinden yararlı olur.
Bricanyl, öksürük şurubu değildir. Öksürük üzerine hiç etkili değildir. Sadece “Bronş genişleticidir”. Gripte kullanırsanız, grip virüsleri akciğerleri daha rahat istila ederler.
Bir de “Wheezy child” denilen durum vardır. Bu çocuklar nefes alırken ıslık sesi gibi ses çıkarırlar. Bu durumda da Bricanyl’den fayda görür.

Perebron
Perebron; öksürtücü bir öksürük şurubudur. Öksürüğü arttırarak, geçmesine neden olur. Perebron gereken durumda; hem nefes alırken, hem verirken hırıltı vardır, sıkıntı yoktur. Enfeksiyonun (bakteri veya virüs) Akciğerlere inmesi durumunda tercih edilir. Akciğerlerde aşırı balgam yapılıyorsa, kolay atabilmesi için Perebron verebilirsiniz. Zararlı değildir. Tok karnına verilecek yoksa hayal gördürtür.

Asist
Asist, bronşlarda daralma yapan bir ilaçtır.  Asist’in şurup şekli, sadece “Parasetamol (Calpol vb.)” zehirlenmelerinde, panzehir olarak kullanılır. Ağızdan alınan şeklinin ” balgam inceltici” bir etkisi yoktur. Bunun için nefes yolu ile alınan ayrı bir şekli vardır.

Sekrol
Sekrol balgam inceltir derler ama tesirsizdir.

Iburamin Cold
Sonu; “-Cold” ile biten ilaçları ASLA kullanmayın. Hele Iburamın Cold, en kötüsü.

Ventolin
Ventolin bronş genişletmeye yarayan bir Astım ilacıdır. Öyle grip için, öksürük için verilmez. Vücut, grip sırasında savunma için bronşları daraltır. Ventolin içirirseniz, bronşlar genişleyeceği için virüsler akciğere inerler. Bu da, hem hastalığın iyileşme sürecini uzatır, hem de hafif atlatılacak bir hastalık çok ağır bir şekle dönüşür.
Bir de bunu, “astıma dönüşme ihtimali var” diyerek veriyorlar. Merak etmeyin, hiçbir hastalık astıma dönüşmez. Bebeklerde astım filan da olmaz. Ama, her gripte Ventolin’i verirseniz, kendi çocuğunuzu kendiniz astım yaparsınız.

Prospan
Bitkisel denmesine kanmayın, çok kuvvetli bir öksürük kesici ilaçtır. 12 yaşın altında kullanılmaz. Ayrıca %30 ethanol ihtiva ediyor. İçinde bir çok içkiden daha fazla alkol var. 1 ölçeğinde (5ml) de: 2 gram “Sorbitol” (armut şekeri) var. Bunun yerine limonlu bal kullansanız gereksiz yere şeker de vermemiş  olursunuz.  Ayrıca, öksürüğün ilaçla kesilmesi de yanlıştır.
                                                                                                     Alıntıdır

Bronşiolit-Bronşit Başlangıcı-Astım Başlangıcı-Hırıltı-Tıkanma ile ilgili Sorular ve Cevapları (DoktorAttila.com)

 AİLELERİN BAŞININ BELASI

“HIRILTILI, HIŞILTILI, ÖKSÜREN” ÇOCUKLAR

BRONŞİT BAŞLANGICI

ASTIM BAŞLANGICI

İLE İLGİLİ SORULARINIZIN CEVAPLARI

NEDİR BU BRONŞİT-BRONŞİOLİT DEDİKLERİ HASTALIK?
BRONŞİOLİT İLE BRONŞİT AYNI HASTALIK MI?
BRONŞİOLİT İLE ASTIM AYNI HASTALIK MI?
  • Hayır !
  • Oksijen havadan burun ya da ağız yoluyla alınır önce büyük hava yollarından (yani BRONŞ lardan), sonra küçük hava yollarından (yani BRONŞ-İOL lerden) geçerek hava keselerine gelir.
  • Hava keselerinin etrafı damarlarla sarılıdır.
  • Hava kesesi ile komşusu damar arasında “kirliyi ver-temizi al” şeklinde alışveriş yapılır.
  • Akciğer karbondioksiti alıp hava yoluyla atar, oksijeni kana verir.
  • Bu oksijeni alan kan akciğerden kalbin sol tarafına döner, kalp kanı vücuda gönderir böylece diğer organlara oksijen taşınmış olur.
  • Akciğerler kalpten gelen kirli kanı temizleyen, kanın içindeki kirli havayı alıp yerine oksijen koyan bir organdır.
  • Yukarıda anlattığım gibi akciğerin BÜYÜK hava yolu hastalıklarında BRONŞİT, küçük hava yollu hastalıklarında BRONŞİOL-İT gelişir.
  • BRONŞİOL’lerde sonuçta BRONŞ’dur yani sizin çocuğunuzun “Akciğerinin küçük kava yolları hasta”
  • Sondaki “-it” eki tıpta “iltihap” anlamına gelir.
  • Sizin çocuğunuzun yaşadığı hastalığın adı BRONŞİOLİT‘dir.
  • BRONŞİT bazen BRONŞİOLİT den sonra görülebilsede bronşiolit demek bronşit başlangıcı demek değildir.
  • Bazı hekimler hastalığı anlatabilmek için halka tanıdık gelen “BRONŞİT BAŞLANGICI”, “ASTIM BAŞLANGICI” tabirini kullanırlar.
  • Bu isimlendirmeler BRONŞİOLİT demek değildir.
  • Kısaca: BRONŞİOLİT akciğerin küçük hava yollarının iltihaplı hastalığıdır.
BRONŞİOLİT BRONŞİT demek DE-ĞİL-DİR !!!
“OLİT” “OLİT” “OLİT” “OLİT” “BRONŞİOLİT”
Bu yazıda okuyacağınız “BRONŞİOLİT” hastalığı genellikle sizin çok sık duyduğunuz
“BRONŞİT BAŞLANGICI – BRONŞİT- ASTIM BAŞLANGICI”
diye isimlendirilen hastalıktır.


ÇOCUĞUM NEZLE – GRİP – BRONŞİOLİT OLDU AŞAĞI (AKCİĞERE) İNER Mİ?
AŞAĞI (AKCİĞERE) İNMESİNİ NASIL ÖNLERİM ?

  • Her üst solunum yolu enfeksiyonu aşşağı inip bronşiolit ya da zatürre yapmaz
  • Hatta çok çok azı aşağı inip bronşiolit ya da zatürre yapar
  • Ama çocuk genetik olarak allerjik bir yapıdaysa bu çocukta basit nezle-gripten sonra bronşiolit olma durumu daha sıktır
  • Nezle – Gribin alta inmesini, ilerlemesini engelleyen bir ilaç YOKTUR
  • Nezle – Gribin alta inmesini, ilerlemesini engelleyen bir ilaç YOKTUR
  • Nezle – Gribin alta inmesini, ilerlemesini engelleyen bir ilaç YOKTUR   (pardon bilerek 3 kez yazdım)
  • Nezle – Gribin alta inmesini, ilerlemesini engelleyen bir ilaç YOKTUR   (bak ya birdaha yazdım… Acaba ne anlatmak istiyorum ? “nezle oldu burnu akıyor, daha fazla ilerlemesin diye gece 03:00’da menenjitli-zehirli ishalli-zatürreli çocukların olduğu acile geldik” bunu hatırladınız mı sevgili anneler ?! )
“Doktorum böyle olmaz yani yok mu aşağı inmesini engellemenin bir yolu. Sen erkeksin anne yüreği yok sende, anlamıyorsun, o her öksürdüğünde benim yüreğim hopluyor”
“Sizin sıkıntınızı istesem de anlayamam, gerçi bende babayım ama bir anne olamam tabi… Ama yerden göğe kadar haklısınız, sizde gecenin bir yarısı kocacığınızın koynundan kalkıp acile gelmek istemezsiniz lakin inanın bana böyle bir ilaç yok ama yöntemler var. Neler mi? Okuyunuz;
  • Bol sıvı verin,
  • Burnunu güzelce açın ve açıldığından emin olun, özellikle uyutmadan önce burnunu açın muhakkak,
  • Elinizden geldiğince beslemenmesine özen gösterin !
  • Ama unutmayın “Çocuk Hasta” elbette iştahı azalır.
  • Balgamlı kusabilir, yılmayın-korkmayın, normaldir, çocuklar balgamı kusarak ve cıvık kaka ile atarlar.
  • Katı besin almak istemiyorsa lezzetli, kıymalı, yağlı bir çorba yapın, süt içirin, su içirin. Kısacası “sıvı” besleyin.
  • C vitamini verin, taze sıkılmış meyve suyu iyidir,
  • İstirahat etmesini sağlayın, uyumasını sağlayın,
  • Ağrısını Calpol türü parasetamollü ağrı kesicilerle giderir, çok direnirse paranox fitili doktorun önerdiği dozda verirseniz uyur.
  • Dolven türü ağrı kesiciler kullanmayın. Hem çocuğun midesi boş olduğu için hemde dolven türü ilaçlar “nefesi daraltan” hastalıklarda şikayetleri arttırdığı için
  • Balık yemiyorsa, beslenmesi kötü ise, özellikle kış aylarında balık yağı vitamin şurupları verilebilir (seçim size ait)
  • Nezleli gripli kişilerden uzak durun onu da uzak tutun. SİZDE UZAK DURACAKSINIZ ! UNUTMAYIN !
  • Odası çok nemli ya da kuru olmasın. Kuru havada burnu dahada tıkanır. Öksürüğü dahada artar
  • Odasını nemlendirin. Herkesin evinde olan buhar makineleri (300 TL ye satılan ucuz mamüller) faydasızdır,
  • Bu buhar makineleri; Yerdeki kiri tozu içine çeker, su buharı halinde havaya verir.
  • Onun yerine iki kişilik plaj havlusunu ıslatın, erkenden kurumaması için kalorifer-soba-ufo-elektrikli ısıtıcı gibi ısıtıcılardan uzak bir yere asın. Bu yöntem odayı nemlendirmeye yeter.
  • Nemin yeterli olduğunu nasıl anlarsınız? Şöyle, camdaki buğu dışarıyı net göremeyecek ama az çok seçilecek kadar olsun yeter.
  • Köyünüze dönün (İSTANBUL allerjisi) havası kirli metropollerden kurtulduğunuza çok rahat edeceksiniz. Tabi imkan varsa
Zor mu ! Vallahi zor,
neden -cennet anaların ayakları altında- anlıyor insan

NEDEN ÇOCUKLAR BU KADAR ÇOK BRONŞİOLİT OLUYOR ?

  • Çocukların hava yolları yetişkinlerden dardır, daha sümüklü ve tıkanmaya müsaittir.
  • Bebekler-Çocuklar bu hastalığa yatkındır.
  • Akciğerde ki küçük hava yolları (yani Bronşioller) virüslerin en sevdiği yerlerdendir.
  • Çocuklar daha sık “nezle” olur.
    • Bu nezle mikrobu (virüsü) akciğere iner,
    • Vücut, mikrop hareket edemesin, çoğalmasın, o bölgede hapsedilip öldürülsün diye sümük üretir,
    • Bağışıklık hücrelerini hava yollarına çağırır
    • Böylece küçük hava borularında bir savaş başlar.
    • Bu savaşta bazen kalenin duvarları (yani hava yolunun duvarları) yıkılır
    • Ve tüm bu “yıkıntı+sümük+ölü bağışıklık sistemi askeri+ölü mikrop” artığının oluşturduğu tıkaçla küçük hava yolları daralır.
    • Hırıltı-Nefes Darlığı-Öksürük olur.

BRONŞİOLİTE NE NEDEN OLUR ?

  • En sık NEZLE virüsü bu hastalığı yapar (Tıbbi adı: Respiratuvar Sinsityal Virüs)
  • Ve grip virüsü dahil diğer virüsler,
  • Daha nadir olarak bakteri denen (antibiyotikle tedavi edilen mikrop türü) mikroplarda bronşiolit yapar.
“Hocam bırak allahaşkına basit nezle virüsü mü böyle yapacak sizde varya bazen çok şeyyapıyorsunuz ha… Çocuğun ateşi var, öksürmekten ciğeri çıkmış bana nezle diyorsunuz”
“Beyefedi nezle virüsü dediğiniz virüs sizden küçük ama çocuktan büyük, siz onu döversiniz ama çocuk dövemez, sizin hava borunuz hortum kadar ama çocuğunki pipet kadar. Çocuklarda nezle durumunda ateş bazen 39 lara çıkar, çocukların bağışıklık sistemi sizden hızlı ve daha canlı olduğu için hemen ateşle mikrobu yakmak ister ve ateşi yükseltir. Sizinki mektupsa onunki e-mail üzerinden tepki verir. Evet nezledede ateş çıkabilir. Öksürüğün şiddeti hastalığın şiddetini birebir gösermez, küçük yaştaki çocuklar en ufak bir geniz akıntısında bile rahatsızlık hisseder, öksürür, bebekler daha hassastırlar unutmayınız.”

BEBEĞİMDE REFLÜ VARMIŞ ONDAN SIK SIK NEFESİ DARALIYORMUŞ,
BİRİ MİDE-YEMEK BORUSU HASTALIĞI DİĞERİ AKCİĞER HASTALIĞI
NE ALAKASI VAR, NASIL OLUYOR BU?

  • Ilk 6 ayda bebişlerin mide kapakçığı (mide ile yemek borusu arasındaki geçiş kapısı) gevşektir, midenin kapıları aralıktır, bu nedenle ilk 6 ayda NORMAL olarak bebeklerde REFLÜ denen “mide öz suyunun yemek borusuna kaçması” durumu görülebilir
  • Nefes darlığı olan, akciğeri tıkalı çocuklar hava yutar, mide-barsakları şişer, böylece karın şişliği olur, bu şişlik mideye baskı yapar, mide öz suyunu yukarıya iter,
    • Asitli bu sıvı önce yemek borusuna kaçar,
    • Yemek borusu nefes borusunun hemen arkasında yer alır
    • Mide öz suyu mide kapakçığından geçer,
    • Ağza kadar çıkar,
    • Oradan damla damla nefes borusuna akar
    • Mide öz suyu asitli olduğu içinde akciğerdeki hava borularını yakar,
    • Nefes boruları tıkanır, nefes darlığı olur.
  • Bu kaçış aralıklarla, ataklar halinde olur.
  • Siz bunu “benim bebeğim sık sık hırıldıyordu, hava veriyorlardı, eve makine aldık ama geçmedi meret” şeklinde ifade edersiniz.
  • Ancak hali hazırda sık sık olan her akciğer tıkanması-nefes darlığı-hırıltıda “acaba bu çocukta REFLÜ hastalığı var mı?” diye şüphe edilir, araştırılır-araştırılmalıdır.
  • Bebişiniz;
    • Kısa boyunlu,
    • Toroman bir bebekse,
    • Yemeklerden sonra sık sık geğiriyor,
    • Beslenme sonrası yüzünü buruşturuyor-kusuyor-taşırıyorsa
    • Daha da önemlisi BESLENME SONRASI HIRILTI-HIŞILTISI oluyorsa
    • Bebeğinizde muhtemelen “mide öz suyunun ağza gelmesi” = REFLÜ durumu var
  • Böyle bir durumda;
    • Doktorunuza başvurun, şikayetlerini ayrıntılı anlatın
    • Uyutmadan en erken 2 saat önce besleyinki uyuyana kadar yedikleri midesinden barsağına geçmiş olsun
    • Yemeklerden sonra çocuğu “hopidik-hopidik” atıp tutmayın-midesini ağzına getirmeyin,
    • Bebişi sallamayın,
    • Yatağının (yastığının DEĞİL) altına yükselti koyun (30-40 derece kadar=10-15 santimlik bir yükselti)
    • Mide bir şişe gibi devrilip öz suyu bebişin ağzına akıp akciğer hava yolunu yakmasın, nefes darlığı-öksürük nöbeti yapmasın.

BRONŞİOLİT DE NEDEN HIRILTI – HIŞILTI – NEFES ALMAKTA ZORLUK – HIZLI NEFES ALMA – ÖKSÜRÜK OLUYOR?

  • Akciğerde ki hava borusu tıkandığı için nefes alıp verirken daralan bu borudan geçen hava akımı “hışıltı” şeklinde bir ses çıkartır.
  • “ıslık” çalmak için dudaklarımızı büzmüyor muyuz?
  • Balonu şişirin, havasını boşaltırken ucunu daraltın bakın nasıl bir ses çıkıyor.
  • Dar olan yerden hava almak ve çıkarmak zor olduğu içinde yavrucak nefes alıp vermekte zorluk çekiyor.
  • Oksijeni yetiştirmek içinde hızlı nefes alıyor.
  • Vücut “Oksijen gönder akciğer” diye haber yolluyor,
  • Akciğer tıkalı, ne yapsın garibim az olan oksijeni yetiştirmek için koşturuyor, çocuk hızlı hızlı nefes alıyor
  • Hava borusu sümüklü-iltihaplı madde ile tıkalı,
  • Bu hava yolunu uyarır (gıdıklar),
  • Gıdıklanan beyin gülmez, “ÖKSÜR” der, “ÖKSÜR ve İLTİHABI AT” emri verir.
  • Bu nedenle bronşiolitli çocuklar bazen kesik kesik bazende nöbetler halinde öksürür.
“Neee !!! Nasıl yani ?! Beyin mi öksürtüyor böyle hönkür hönkür, çiğerleri çıktı yavrumun, 1 haftadır öksürüyor, hadi canım sende, siz bana bi öksürük şurubu yazın da gideyim”
“Hanımefendi gitmeyin, beni biraz dinleyin. Öksürük çocuğun bu hastalıkla savaşırken kullandığı önemli bir silahtır. Ancak öksürükten uyuyamıyor ya da yemek yiyemiyorsa öksürük şurubu verilir. Öksürük şurubu sandığınız kadar etkili de değildir. Ama doğrusu öksürüğü kesmek istemiyoruz”
“Amaannn doktor ya iyi iyi öksürsün çocuk sende tedavi etme, başka doktora gidiyorum ben”
“Tamam hanımefendi istediğiniz hekime gidin hakkınızdır ama sadece şu soruma cevap verin”
“Ne ne sorusu, sor bakiim”
“Fındık yerken nefes borunuza kaçtı, bende sizin öksürüğünüzü kestim ne olur?”
“hımmmm… ölürüm ayol noolacak”
“İşte çocuğun öksürüğünü aniden kesmek yanlış, dengelemek, azaltmak, izlemek gerek. Öksürmezse boğazındaki mikrop alta inebilir, öksürüğü kesersek hastalığın gidişini anlayamayız bizi yanıltır, çocuğu iyi tedavi edemeyiz. Bronşiolitin öksürüğü 2 hafta sürebilir, tedavisinde öksürük şurubu kullanılmaz, öksürük şurubu “şekerli su” değildir.”
“Bari bi balgam sökücü yazın, balgamını söksün yavrum.”
“Balgam sökücü içerse büyük balgamlar parçalanır, küçülür ve daha altta ki daha minik hava borularını tıkar, mazallah akciğerin o bölmü çürür, özel hastalıklar dışında bronşiolitte balgam söktürücü kullanılmaz. Siz 3 gün sonra bana kontrole gelin, eğer nefesi çok daralırsa, hızlı-zorlu nefes almaya başlarsa, morarır ya da genel durumu bozulursa ağızdan birşey vermeyin çünkü hızlı nefes alayım derken yediği içtiği akciğerine gider, durumu daha da kötüleşir, bu durumda çocuğu acil servise getirin.”
“Ama falanca doktor hanımla filanca doktor bey balgam söktürtücü de yazıyor, öksürük şurubu da”
“Tıp kendini yeniler”

BEBİŞİMİN NEZLE – GRİP – BRONŞİOLİT OLUNCA KARNI ŞİŞ OLUYOR, GAZI OLUYOR, NEDEN?

  • Ciğeri, burnu tıkalı olan bebekler ağızdan nefes almaya çalışırlar
  • Böylece nefesle içeri çekilen havanın bir kısmı akciğere değil mideye-barsağa gider,
  • Karın şişer, nefes darlığı-öksürük yetmiyormuş gibi birde gaz sancısı olur.

ÇOCUĞUMUN BRONŞİOLİT OLDUĞUNU NASIL ANLARIM?

  • Anlayamazsınız.
  • Sizin akciğerden geldiğini sandığınız “hırıltı” burundan, burundan sandığınız akciğerden geliyor olabilir.
  • Hırıltının çoğunlukla kaynğı burun tıkanıklığıdır, burun boşluğunda yankılanan ses içi hava dolu akciğerlerdede yankılanır, sizde sesi akciğerden geliyor sanırsınız.
“Hocam ben elimi sırtına koyuyorum hırıltı hissediyorum, böyle anlarım ben”
“Anlayamazsınız”
“Hocam ben kulağımı sırtına koyuyorum hırıltı duyuyorum, böyle anlarım ben”
“Anlayamazsınız”
“Hocam ben bebeğin sırtına bardak koyuyorum bardağın kıçına kulağımı dayıyorum, böyle anlarım ben”
“Valla hanımefendi 30 yıllık doktorlar bile bazen emin olamıyor, bence siz doktorculuk oynamayın çocuğu bir hekime götürün”

BRONŞİOLİT TEKRARLAR MI ?

  • EVET ! Çoğu defa tekrarlar.
  • Özellikle 3 yaşın altında tekrarlar.
  • Özellikle sonbahar -kış aylarında tekrarlar
  • 6 yaşın altında 2-3 defa tekrarlaması normaldir.
  • Çocukta altta yatan
    • Astım,
    • Reflü,
    • Verem,
    • Yabancı Cisim Kaçması,
    • Kistik Fibrozis,
    • Bronşektazi vb… gibi hastalıklar varsa daha sık tekrarlar
  • Eğer daha sık tekrar ediyorsa
  • Ya da 1 ay içerisinde 2 defa ve aralarda sürekli şikayeti varsa
  • Astım, Reflü, Verem, Yabancı Cisim Kaçması, Kistik Fibrozis, Bronşektazi vb… gibi hastalıklar yönünden araştırılır

ÇOCUĞUMU BRONŞİOLİTTEN KORUMANIN YOLU VAR MI?

  • Var,
  • Beslenmesine dikkat edin,
  • Bağışıklık sistemi güçlü olsun,
  • Enfeksiyonlu kişilerle temastan kaçının ve çocuğu temas ettirmekten kaçının.
  • Sizi nezle yapan onu Bronşiolit yapar unutmayın
  • Sizin sadece burnunuzu tıkayan virüs mikrobu, burnunuza dokunduğunuz elinizle sevdiğiniz, aynı odada hapşırdığınız çocuğunuzun ciğerini tıkar
  • Kısacası ellerinizi yıkayın, köprü vazifesi görmeyin.
  • Çocğunuza el yıkama – nezle olanlardan uzak durma alışkanlığı kazandırın.
  • İstanbul başlı başına allerjik bir şehirdir.
  • Ev içinde hiçbir odada sigara içmeyin, mümkünse hiç sigara içmeyin.
“Ayy o zaman ben çocuğu evden çıkartmıyım”
“Evden çıkartmazsanız, bilgisayarla oynasın. Şişmanlar şeker kalp hastalığı olur, psikolojisi bozulur içe kapanık depresif olur, bağışıklığı gelişmez en ufak mikropta ağır hasta olur. Zekası geri kalır. Çocuğu koruyun, çocuğa korunma yöntemlerini öğretin, çocuğu hapsetmeyin”
“Olurmu canım zatürre dedi doktor ZAATTÜÜRRREEE, siz ne rahatsınız canım, tabi sizin çocuğunuz değil ya…”
“Akciğerdeki bazı hastalıkların genel adı ZATÜRRE dir. Her zatürre ciddi bir hastalığa işaret etmez”

BRONŞİOLİTİN KESİN VE NET TEDAVİSİ VAR MI ?

  • YOK !
“YUH ! Nasıl yok ya… Milenyum çağındayız bulamadınız mı tedavisini”
“Nezle virüsünü öldüren ilaç yok. Altta yatan tıkanıklığı çözüp hava yolunu KESİN VE KALICI OLARAK açan ilaç yok. Yararı kesin olarak kanıtlanan tek ilaç oksijendir”
“E bi sürü şurup hava bilmemne veriyorsunuz”
“Onlar elimizde olan yegane silahlar, birazcık yararları var ama malesef tam tedavi edecek ilacı yok.”
“Hahaha… doktoooorrr ters köşe yaptım sana polizumavap diye bi koruyucu ilaç var internetten okudum, ayrıca gözümden kaçmadı sanma oksijen ilaçtır dedin”
“O ilacın piyasa adı Palivizumab, monoklonal antikor. Özellikli hastalarda kullanılan koruyucu bir ilaç.Sadece özel hastalıklarda yani çocuk nezle olursa ölme – sakat kalma – çok ağır hasta olma riski ile başbaşa ise veriyoruz. Ayrıca evet oksijen ilaçtır örneğin bir erken doğan bebeğe GEREKSİZ oksijen verilirse ölebilir, KOAH hastası bir yetişkine yüksek oksijen verilirse ölebilir. Bronşiolitte tek etkili tedavi oksijendir. Kısaca gerekli-gereksiz oksijen verilmez.”
“E benim çocuğumda ağır hasta olabilir neden benim çocuğumu koruması için bu ilacı vermiyorsunuz ki?”
“koruyucu ilacında yan etkisi var, kar-zarar hesabı yapmadan verilemez, zaten özel hastalıklar dışında devlet ödemiyor”
“neyse neyse, bari gitmeden bi hava verin çok öksürüyor”
“sırtını dinledim, solunumu hızlı değil, soluk zorluğu yok, hava ile ilaç almasına gerek yok. Ayrıca verdiğimiz hava değil, hava ile verilen VENTOLİN – ADRENALİN denilen ilaçlardır. İlaç oldukları içinde gereksiz kullanıldığında yan etki yaparlar. Kullanımındada gecici rahatlama sağlarlar. Her ilacın verilme şartları vardır, bunun dışında verilmez.”
“Geçen böle olduğunda doktor çocuğuma kortizollü iğne yaptırdı, kortizol zararlı değil mi çocuklarda”
“Hava ile verdiğimiz ilaçların etkileri kısa, kortizollü iğnenin etkisi ise daha uzun ve bir miktar daha güçlü, bu nedenle gerektiğinde yapıyoruz.”
“Hocam bari bi antibiyotik verin, iyileşmez bu biliyorum”
“Elbette anneler çocuklarını bilir ancak bu hastalık en sık nezle virüsü ile olur. Sizin bebeğinizin röntgeni, muayenesi, tetkikleri beni antibiyotik başlamaya itmedi, verirsem faydası değil zararı olur. 3 gün sonra kontrole gelin. Bu hastalıkta antibiyotik kullanılmaz.”

ÇOCUĞUMA;

VENTOLİN-PULMİCORT-ATROVENT-COMBİVENT-ALLERJİ ŞURUBU-ÇİĞNEME TABLETİ

GİBİ İLAÇLAR VERDİLER.

BU İLAÇLARI NEDEN VERDİLER ?

ÖMÜR BOYU MU KULLANACAĞIZ ?

BU İLAÇLAR ÇOCUĞUMA ZARAR VERİR Mİ ?

  • Çocuğunuzun akciğerindeki hava taşıyan borularını daraltan bir hastalığı var
  • Bu boruların daralmasının esas nedeni borulara biriken tıkaçlar
  • Bu tıkaçları çözüp atan HİÇ BİR İLAÇ YOK
  • Bronşiolit astıma çok benzediği için aklınıza sürekli ASTIM geliyor.
  • Ama altta yatan başka bir hastalıkda olabiliyor bu nedenle diğer hastalıklarda araştırılıyor

VENTOLİN:

  • Bronş genişletici bir madde içerir.
  • Maske ile verilen “sıvı”, nefesle çekilen “toz”, Yutulan “tablet-şurup” formları vardır.
  • Değişik markalarda ilaçların içinde de ventolinin içindeki maddeden vardır (Örneğin Bricanil).
  • Ventolin-Bricanil öksürük ilacı DEĞİLDİR.
  • Kısa ve uzun etkili toz-sıvı şeklinde nefesle alınan formların kısa etkili olanları günler boyu koruma sağlamaz. Uzun etkili olanları toz ya da sıvı formdaki nefesle alınan kortizollü ilaçlarla birlikte kullanılır.
  • Bronşiolitte neden “tıkaç” olduğu için bazı hastalarda geçici düzelme sağlasa da bazı hastalarda işe yaramaz.
  • REFLÜ hastalığı olduğu kanıtlanmadan da verilebilir çünkü burada amaç çocuğun rahat nefes almasını sağlamaktır ancak akabinde reflü hastalığı araştırılmalıdır.
  • Kalbin hızlı atmasına neden olabilir. Bu cok nadir olarak kalpte ritim problemine neden olabilir.
  • Evde aileler tarafından rahatlıkla uygulanabilir. İhtiyaç halinde günde 10 defadan daha fazla verilebilir ancak bu tedavi genellikle hastanede yatan hastalara uygulanır.
  • Tablet-Şurup formları nefesle çekilen formları kadar etkili değildir.
  • Kısa etkili nefesle alınan formları fiziksel aktiviteye bağlı nefes darlığından 1-5 saat korur
  • Nefesle alınan formları çok fazla göze kaçtığında gözde geçicici rahatsızlıklar yaratabilir, göze kaçmamasına özen göstermek yeterlidir. Geçici titreme, baş ağrısı, çarpıntı, heyecan-hareketlilik-yerinde duramama-uykusuzluk yapabilir

PULMİCORT – PREDNOL:

  • Bu ilaç kortizollü bir ilaçtır.
  • Astımdan korumak, hava yolu aşırı duyarlılığını azaltmak, astım atak sıklığını azaltmak için kullanılan EN ETKİLİ ilaç grubudur.
  • Astım ya da bronşiolitin acil tedavisinde kullanmanın çocuğa faydası yoktur.
  • Hava yollarındaki iltihabı azaltmak için kullanılır.
  • Maske ile verilen “sıvı”, nefesle çekilen “toz”, Yutulan “tablet-şurup” , iğneyle kasa-damara verilen formları vardır.
  • Toz ya da sıvı formdaki nefesle alınan kortizollü ilaçlar lokal, yani bölgesel etkilidir.
  • Toz formu, ilacı tam içine çekebilsin diye özellikle küçük çocuklarda AEOROCHAMBER denilen boru gibi bir aletle verilir.
  • Bronşiolit de atak tedavisinde PULMİCORT’UN pek yeri yoktur lakin hali hazırda tedavi olanaklarımız kısıtlı olduğu için bazı hekimler tarafından kullanılmaktadır.
  • Göze kaçması istenmez lakin “asla kaçmasın göze kaçacağına vermeyin daha iyi” gibi bir durumda söz konusu değildir.
  • Elinizden geldiğince göze kaçmamasına özen gösterin lakin acil serviste 1000 hasta arasında zor nefes aldığı için huzursuzlanan bebişinize nefes açmak için verdiğinizi unutmayın.
  • İğne şeklinde ki kortizollü ilaçlar (örn: PREDNOL) ise değişik isimlerle bulunabilir ve tüm vucuda etkilidir, uzun süre kullanılmaz.
  • Bu ilaçlar kortizol içerir. Kortizol bir çok aileyi korkutur. Toz ya da sıvı formdaki nefesle alınan kortizollü ilaçlar büyüme geriliği yapmaz. Aksine bu ilaçlar kullanılmaz ve astım kontrol edilemezse büyüme geriliği olur. Toz ya da sıvı formdaki nefesle alınan kortizollü ilaçlar kemik erimesi yapmaz, kemikleri güçsüzleştirip kırılma riskini arttırmaz, çok yüksek dozda olmadıkça böbrek üstü bezi hormonlarını bozmaz, obeziteye neden olmaz, katarakt yapmaz, hiperaktivite-saldırganlık-uykusuzluk-konsantrasyon bozukluğu yapmaz, diş çürüğüne neden olmaz.
  • Toz ya da sıvı formdaki nefesle alınan kortizollü ilaçlar; eğer beraberinde antibiyotik kullanımı varsa ve ilaç ara aparat olmadan alınıyorsa nadiren ağız içi mantarına sebep olabilir. Çocuğun her doz sonrası ağzını su ile çalkalaması bu yan etkiyi önler

ATROVENT:

  • Yine nefes açmak için kullanılan bir ilaçtır.
  • Genellikle hastalığın alevlenme dönemlerinde kullanılır.
  • Ventolin-Pulmicort’dan farklıdır. Etkisi bronşu açmaktır.
  • COMBİVENT: Ventolin + Atrovent’dir bu nedenle adı: COMBİ = KOMBİ = KOMBİNE’den gelir

ALLERJİ İLAÇLARI-ÇİĞNEME TABLETLERİ:

  • Bronşiolit astımın başlangıcı değildir.
  • Evet sık bronşiolit atağı geçirmezse ASTIM’a dönüşme olasılığı daha da azalır, bu doğrudur ama unutmayın ki bronşiolitin nedeni ASTIM değildir.
  • Astım hastalığı akciğer hava yollarının aşırı duyarlılık hastalığıdır.
  • Bu aşırı duyarlılığa neden olan maddeler vücudun kendi içinden salgılanır.
  • Normalde her insanda vardır ancak genlerinde “astım” yazan çocuklarda daha çok ve daha aktiflerdir.
  • Astım olmayan bir insanda yoğun bir çamaşır suyu kokusuna maruz kalsa nefesi daralır.
  • Burada vücut “bu saftrik burnunu çamaşır suyuna soktu hava yolunu daraltıyımda kimyasallar akciğere gitmesin” der.
  • Yatkınlığı olan çocuklarda da bunu “toz-yiyecek-boyalı bakkal gıdaları-soğuk-koşma-ağlama-çok gülme vb…” gibi durumlarda der.
  • Yani daha DUYARLIDIR.
  • İşte allerji ilaçları bu duyarlılık yaratan maddelere “sakin ol şampıyon, yavaş… bu kadar heyecanlanmana gerek yok” diyerek onların miktar-yoğunluk-salınımını azaltmaya çalışırlar.
  • ATARAX ismiyle piyasada bulunan 1. kuşak allerji ilaçları uyku-yorgunluk-sersemlik yapar (yetişkinlerde uyku ilacı olarakta kullanılır) bu nedenle “gece yatmadan önce verin” deriz. Bu yan etkiler geçicidir. Bu ilaç bazen erişkinlerde uyku ilacı olarak verilebilir, allerjik çocuklarda on yıllardır kullanılan güvenli bir ilaçtır.
  • Çiğneme tabletleri (tıptaki adıyla lökotrian antagonistleri)  astımdan korumak, hava yolu aşırı duyarlılığını azaltmak, astım atak sıklığını azaltmak için kullanılır. Korumada toz ya da sıvı formdaki nefesle alınan kortizollü ilaçlar kadar etkili değildirler.  Astım ya da bronşiolitin acil tedavisinde kullanmanın çocuğa faydası yoktur. Ağır astım durumunda toz ya da sıvı formdaki nefesle alınan kortizollü ilaçların yanına eklenebilir.
  • Basit üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla tetiklenen astım ataklarını azaltırlar
  • Çok nadiren duygulanım değişiklikleri yapabilir. Bunun dışında ciddi yan etki bildirilmemiştir.

ÇOCUĞUMA “ALLERJİK ASTIM BAŞLANGICI” DEDİLER, ÇOK KORKUYORUM !

  • Korkmayın
  • Bronşiolit 6 yaş altında her çocukta 2 -3 defa görülmesi normal olan bir hastalıktır
  • En sık 1 yaş altında ve sonbahar – kış aylarında görülür
  • Kalabalık yaşam koşullarında, sigara dumanı maruziyetinde ve elbette ANNE SÜTÜ almayan çocuklarda daha sık görülür (bakın yine ANNE SÜTÜ dedim)
  • Bazı çocukların genlerinde “Astım” yazıyorsa bu 6 yaş altında nefes darlığı, hışıltı, öksürük şeklinde kendini gösterebilir ve atak atak bronşiolit tedavisi alabilirler.
  • Sık atak geçiren bu çocuklar hırıltı – hışıltı – sürekli öksürük yapan diğer hastalıklar açısından araştırılırlar.
  • Örneğin; Mide öz suyunun akciğere kaçmasına neden olabilen REFLÜ, VEREM, YABANCI CİSİM KAÇMASI, KİSTİK FİBROZİS, BRONŞEKTAZİ vb… gibi… hastalıklar açısından araştırılırlar – araştırılmalıdırlar. Sürekli “allerji çiğneme tableti – allerji damlası – eve alınan hava makinesi ile geçiştirilmez – geçiştirilmemelidir”
  • 6 yaşın altında sık atak geçirsede bir çocuğa astım denmez. Duyarlı bir hava yolu var denir. Çünkü astım gelişmesi için önce allerjiye neden olan hücrelerin gelişmesi gerekir, 6 yaşın altında da bu hücreler henüz gelişmemiştir. Yani çocuğunuz istesede 6 ayaşın altında ASTIM olamaz
  • Bronşiolit astımın başlangıcı değildir.
  • Evet sık bronşiolit atağı geçirmezse ASTIM’a dönüşme olasılığı daha da azalır bu doğrudur ama unutmayın ki bronşiolitin nedeni ASTIM değildir.
  • Astım hastalığı akciğer hava yollarının aşırı duyarlılık hastalığıdır.
  • Bu aşırı duyarlılığa neden olan maddeler vücudun kendi içinden salgılanır. Kısaca “vücudun kendine attığı kazıktır”
  • Normalde her insanda bu maddeler vardır ancak genlerinde “astım” yazan çocuklarda daha çok ve daha aktiflerdir.
  • Astım olmayan bir insanda yoğun bir çamaşır suyu kokusuna maruz kalsa nefesi daralır. Burada vücut “saftrik burnunu çamaşır suyuna soktu hava yolunu daraltıyımda kimyasallar akciğere gitmesin” der ve kendini korumaya çalışır.
  • Yatkınlığı olan çocuklarda da bunu “sigara dumanı-toz-yiyecek-boyalı bakkal gıdaları-soğuk-koşma-ağlama-çok gülme vb…” gibi durumlarda der. Yani daha DUYARLIDIR.
  • Sigara Dumanınına maruziyet ASTIM yapar. “ayol gene sosyal meşaz veriyon doktor bırak allah aşkına” “valla annesi sen bilirsin, bu net” Balkonda için, sigara sinmiş göğsünüze süt kokulu bebeğinizi yatırmayın
  • Çocuğun bebekliğinde yanak ve eklem yerlerinde döküntü olması, yemek ve ilaçlara allerji geliştirmesi, tozdan-çamaşır suyundan-soğuktan vb… etkilenerek nefesinin daralması, saman nezlesi olması, ailede astım-saman nezlesi-allerjik cilt hastalığı-yemek/ilaç allerjisi-migren olması çocuğun ileride allerjik astım olacağının göstergeleridir. Ama KESİN GÖSTERGELERİ DEĞİLDİR !
  • Bu durumlarda çocuk hekimi ya da çocuk solunum-allerji uzmanına başvurulmalıdır.
  • Onlar 2 yaşın üzerinde size allerji testi ile başlayan ve altta yatan hastalığı bulmaya yarayan testler yapabilirler.
  • Reflü düşünerek yan etkisi az reflü ilacı başlayıp nefes darlığı-hırıltı-hışıltı-öksürüğün azalıp azalmadığını izleyebilirler.
  • Reflü testleri yapabilirler.
  • Konumuz astım olmadığı için astım hastalığına daha fazla girmek istemiyorum.
  • ASTIM kronik bir hastalıktır. 5 yaşından sonra “immünterapi” denilen bir yöntemle duyarlılık azaltılmaya çalışılır ancak henüz kesin tedavisi yoktur. Sürekli ilaç kullanımı gerekebilir. Ama her gün değil genellikle ataklar halinde kullanılır. Çocuğu hastalıktan-tozdan-sigara dumanından-aşırı nemya da kuru havadan-çokça boyalı bakkal gıdasından korursanız nefes darlığı atakları daha az olur
  • TOZ: Halı,perde,battaniye,yerdeki toz, tüylü oyuncakla toz tutar. “Mayt” denen nefes darlığı yapıcı küçük hayvanın yaşama alanı bu tozun bulunabileceği alanlardır, bu eşyaları -en azından çocuğun uyuduğu- odadan çıkarın, çocuk sabaha kadar bunları solumasın, çarşaflarını 60 derecede yıkayın, odasını her gün havalandırın, bahar aylarında evi polene boğmayın, yerleri her gün viledalayın, ağır çamaşır suyuna boğmayın.
  • Zaten tüm çocuklar astım anasınısatayım, hepsinin cebinde ya allerji damlası var ya da ventolin. Astım bu kadar sık görülen bir hastalık değil. Hekim hastalığı size açıklayabilmek için “astım başlangıcı” tabirini kullanıyor. İstanbulun kendisi zaten allerjik. Köyünüze dönün bakalım, astım olsa bile atakları azalacak. “tamam tamam biliyorum mecburiyetler… mecburiyetler…”
Astımdan kanser gibi korkmayın.
Astımla yaşam dikkat edilirse zor değildir.
Astımı olan milli sporcular var.
Öksürük bazen çocukluk yaş grubunun nişanesidir, öksürük bazen “anne ben buradayım” demek, bazen “odam çok tozlu” demek, bazen “beni eve kapattın şişmanladım” demek, bazen “sabret büyüyünce geçecek” demektir.
***
“sağol doktor bey, böle soru sordum çok hakkını helal et , biz köyülüyüz, cahiliz biraz sert konuşuyoruz, ama valla bak hem dediklerini yapacam konu komşuyu dinlemiyecem hemde kontrole getirecem”
“Ne demek annesi, tabi ki soracaksın hakkın, sende sağol, geçmiş olsun”
***

Platin saçlı hanımlar pahalı mamalarını alıp jiplerine atlasın özel hastanelere koşsun

Gözü dağda, çay kıran, tepheşir kokulu, vardiyalı, nöbetçi TÜM EMEKÇİ analara

selam olsun

Dr.Attila                    Alıntıdır                                         

Kolik Bebek Bakarken Yardımcı İpuçları

Her beş bebekten biri akşamüstüne doğru başlayan ve gece yatma zamanına kadar süren ağlama krizlerine tutuluyor. Doğumdan iki ya da üç hafta sonra başlayan kolik bebeklerin ağlamasının üçüncü ayın sonunda tamamen ortadan kalkması beklenir.

Bebeğinizin ağlamasını dikkate almakla birlikte, koliğin tedavisinin olmadığını da bilmelisiniz. Halk arasında gaz sancısına iyi geldiği düşünülerek bebeklere verilen bitki çayları ise, sadece anneyi psikolojik olarak rahatlatmakta, bilimsel bir temele dayanmamaktadır. Üstelik, anne sütü alacağı miktar yerine bebeklerin karınlarının boş yere doldurulması da hoş değildir.

En iyisi mi sabırlı ve sakin bir tutum izleyin. Çünkü kolik ağlamaları sonucu kendinizi çileden çıkmış ve çaresiz hissedebilirsiniz. Bebeğinizin sıkıntılarını anlatmasının en kolay yolu ağlamasıdır. Ağlamak yeni doğmuş bir bebeğin olgunlaşmamış fizyolojisinden kaynaklanır.
Bütün bebekler ağlarlar, fakat herhangi bir sağlık sorunu olmayan bebekte her türlü kontrol edilemeyen ağrıya, yani gaz sancısı denir.

Kolik ağlaması diğer ağlamalardan farklıdır. Bebek sakinleştirilemeden saatlerce ağlayabilir, çok ender ağlama bir gün boyunca sürer. Gaz sancısı olarak da adlandırılan , genellikle bebeler 3-4 haftalıkken başlar ve 4. aya kadar devam edebilir.

Bu sorunun kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Fakat uygulanan bazı yöntemler yararlı olabilir. Kolik 3 ayın altındaki bebeklerin yüzde 10 ila 30'unda görülebilir. Genellikle kolik ağlaması her gün tekrarlar, bazen bir gece ara verdiği görülür.

Koliği olan bebekler günde ortalama 3 saatten fazla ağlarlar ve bu durum haftada en az 3 gün tekrar eder. Bu sorun aileleri fazlaca endişelendirebilir. Tedavi gerektiren herhangi bir sorun olmamasına rağmen, ebeveynler en çok bu nedenle doktora başvururlar.



Kolik nasıl anlaşılır?


Bütün bebekler zaman zaman ağlarlar, bu çok doğaldır. Fakat yine günde 2 saati geçen ağlamalarda doktorunuza danışmanızda fayda vardır. Bebeğinizin ağlaması günde 2-3 saati geçiyorsa, 18.00-24.00 saatleri arasında akşamları daha da şiddetleniyorsa, huzursuzsa, sıkıntılı bir şekilde bacaklarını çekerek gaz çıkarıyorsa bu belirtiler koliğe işarettir.

Aşırı ağlamanın bebeğinize hiç bir zararı yoktur. İkinci aydan itibaren kolik ağlamaları azalmaya başlar. 3. - 4. aya geldiğinizde kaybolur. Ağlama nöbetlerini tamamen yok etmenin kesin bir yolu yoktur, ama bazı uygulamalarla süresi kısaltılabilir. Uzun vadede bu bebekler diğer bebeklere oranla daha duyarlı olabilirler.

Koliğin nedenleri


Sağlıklı olan her bebek doğumdan sonraki birkaç ayda farklı sebeplerden dolayı ağlayabilir. Koliğin sebepleri tam olarak bilinmemekle birlikte, bebeğinizi rahatlatmanızın en iyi yolu onu kucağınıza alarak, hafif ve yumuşak hareketlerle karnını okşamanızdır.

Bazen ılık bir banyo da ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir. Bebeğe uygulanan bakım yöntemleri koliğe neden olmaz. İçiniz rahat olsun, kendinizi suçlamayın.

Bebeğinizin aşırı ağlamasının nedeni çok gazının ya da karın ağrısının olması değildir. Gazını çıkarmak için bebeğinizi hırpalamayın ve özel biberonlara da gerek yoktur.

Ağladığı sırada karnının çok fazla sert olduğunu farkederseniz paniklemeyin. Bunun nedeni ağlarken karnını kasmasıdır. Kollarını ve bacaklarını da kendine çekerek kasabilir.

Kolik için öneriler


* Ağladığı zaman kucağınıza alarak onu sakinleştirmeye çalışın. Kucağınızda gezdirin ya da yavaş yavaş sallayın. Yalnız olmadığını, yanında olduğunuzu ona hissettirin.

* Sakin ve sessiz bir yerde emzirin. Yediklerinize dikkat etmeniz gerekir. Bir görüşe göre, yediğiniz besinler örneğin; inek sütü, baharatlı gıdalar vb. bebeğinizde gaz yapabilir.

* Eğer hazır mama kullanıyorsanız doktorunuza başvurarak daha az gaz yapan bir mamayı tercih edebilirsiniz.Her markanın gazlı bebeklere özel maması var, meraklanmayın!

* Emzirirken ya da biberon ile beslerken bebeğinizin hava yutmamasına özen gösterin. Örneğin; meme ucunu olabildiğince geniş olarak bebeğinizin ağzına verin. Biberon ile besleniyorsa biberonu yatay değil, dik olarak verin.

* Stresli ortamlarda yaşayan bebeklerin gaz problemini daha çok yaşadığına dair araştırmalar var. Bebeğiniz için mümkün olduğunca sakin ortamlar yaratın, stresten uzak durmaya çalışın. Fırsat buldukça dinlenmeye çalışın. Siz ne kadar rahat ve mutluysanız, bebeğiniz de öyle olur.

* Bebeğinizi uyku düzenine alıştırmaya çalışın. Örneğin; geceleri daha çok uyumasını sağlayın. Uykusu geldiğinde kendi kendine uyumasına imkan yaratın. Gündüzleri ise çok uzun süreler uyumasına izin vermeyin.

* Açlık nedeniyle ağlamasını azaltmak üzere bebeğinizi sık aralıklarla az az besleyin. Emzik vermeyi de deneyebilirsiniz.

* Altının temiz olmasına dikkat edin. Bütün bunların dışında kolikle başa çıkamadığını düşünüyorsanız, doktorunuza danışarak ilaçla tedavi yöntemini tercih edebilirsiniz. Fakat bilmelisiniz ki, koliği kesen sihirli bir ilaç yok. Ve ilaçların da yan etkileri olabilir.

Bebeklerde gaz sancısının (koliğin) genellikle mide bağırsak problemlerinden kaynaklandığı düşünülse de, yapılan bazı araştırmalara göre çıkış noktası bebeğin anneyle kurduğu ilişkidir. Anne gergin olduğunda ve emzirme deneyimi keyifle yaşanmadığında; anne bebeğini tedirgin tuıtar ve bebek de bunu hisseder. Bir an önce karnını doyurup, memeden çekilmek ister. O yüzden hızlı hızlı emer ve dolayısıyla hava da yutar ve bu gaz olarak karşımıza çıkabilir.

Burada olayı başlatan ilişkidir; bebeğin annenin kucağında tedirgin durması, keyif alarak, sindire sindire emmemesidir. Örneğin; İngiltere'de yapılan bir araştırmada 5 yıl boyunca anne babası olmayan çocuklar gözlenmiş ve bu çocuklarda kolik sorununa rastlanmamış. Yani, ilişki yoksa kolik da yok denilebilir.

Sonuçta, emzirmeye, ilişkiye eşlik eden süreçlerin, davranışların üzerinde durulup, düşünülmesinde büyük yarar var. Ama bu demek değil ki; her kolik bebeğin annesiyle olan ilişkisi kötü.. Kolik bebeklerde anne - bebek teması çok önemli. Bunun için de wraplar süper!! Tavsiye ederim..




Kolik bebekler genelde anne karnında kalmak isteyen bebekler. O nedenle annenin yakınlığına çok ihtiyaç duyuyorlar. Klasikleşmiş fakat günümüzde uzaklaşılmış olan kundaklama da işe yarıyor.

Özellikle bebeğin uyutacağınız zaman kundaklarsanız, ellerini uykuda oynatırken kendini uyandırmaz, daha uzun ve huzurlu bir şekilde uyuyabiliir. Bir de ılık duş ardından elma yağı veya bebeğine banyo sonrası kullandığın bebe yağı ile yapacağınız masaj çok etkili olabillir. Bebeklere masaj yapmanın ne özel bir tekniği ne de belli bir sırası vardır; esas sorun bunu onların küçük bedenlerine uydurabilmektedir.

Bebeğin vücudu çok küçük olduğundan, en çok sıvazlamaları kullanacaksınız. Bebeğiniz için bir rahatlama ve rahatlatma tekniği olan masajın temeli, eller yardımıyla bebeğin tüm vücudunda yumuşak dokunuşlar yaratmaktır. Masaja, bebeğinizin başından başlayarak kollarına, karnına, kol ve bacaklarına uyguladığınız hafif dokunuşlarla başlayın. Kendinizi güvende hissettikçe ve bebeğiniz alıştıkça, uyguladığınız basıncı yavaşça arttırarak masaja devam ediniz.

Masaj sırasında üzerinde çalıştığınız bölge elleriniz için fazla küçükse, parmak uçlarınızla masaj yapın. Bebeğinizin hoşuna giden hareketleri hemen keşfedeceksiniz. Tüm hareketleriniz yavaş ve dengeli olsun; kendinizi zorlamayın, stres yapmayın, bırakın elleriniz sizi yönlendirsin. Masaj yaparken yüz de dâhil olmak üzere tüm bölgelerde badem veya zeytinyağı gibi hafif bir bitkisel yağ kullanın. Bebekler için uygun olan bu yağları kolayca bulabilirsiniz. Bebek yağı mineral esaslı bir yağdır, deri tarafından kolayca emilmez.

Bu arada kolik bir bebeğe sahip olmak çok zordur. O nedenle arada sizin de rahatlatılmasının da önemi var. Anneniz, kardeşiniz veya size yakın olan bir arkadaşınızdan arada mutlaka size destek olmasını rica edin. Eşiniz eve geldiğinde , dışarı bir markete bile gitseniz sizi rahatlatacaktır. Siz iyi olmalısınız ki bebişiniz de iyi olsun. Siz de ara ara nefes egzersizleri de yapabilirisniz.

14 Mart 2017 Salı

Gebelik Sonrası Unutkanlık



Annelik süreci daha hamile kalmadan önce başlar. Çünkü bir kadın kendini gebeliğe ve anne olmaya hazır hissetmek ister. Vücudun ve psikolojik yapının da buna uygun olması gerekir.
Anne adayların uzun zahmetler sonucu nihayet dokuzuncu ayın sonunda dünyanın en güzel duygusu olan annelik ile tanışır ve hayatı tamamen farklılaşır. Peki, hayatımızı değiştiren hamilelik ve annelik vücudumuzda ne gibi değişikliklere neden olur, onlara bakmak gerekirse aşağıdaki bilgilere göz atmakta fayda vardır. 
Anne Olduktan Sonra Vücudumuzda Meydana Gelen Değişiklikler
Hamile kaldığınız andan itibaren kilo almaya başlarısınız. Kilo artışı bebeğin gelişmesi ve vücudunuzun kendini hazırlaması için oluyorsa bunda bir sıkıntı yoktur. Ancak aşırı bir şekilde kilo alınıyorsa bu hem doğumu hem de doğum sonrası kilo vermeyi oldukça zorlaştıracaktır.
Bununla beraber çocuk anneden gerekli tüm vitamin ve mineralleri emdiği için anne halsiz düşebilir ve bir takım vitaminlerin eksikliğini yaşamaya başlayabilir. Hamile bir bayanın bu süreçte sağlıklı beslenmesinin üstünde durulmasının sebebi sanılanın aksine bebek sağlığından ziyade annenin güçsüz kalmaması içindir.
 Gebelik sonrası unutkanlığa sebep olan vitamin eksikliklerinin başında B vitamini eksikliği gelir. B vitamini anne vücudunda yeteri kadar olmazsa annede unutkanlık, dikkat dağınıklığı ve aşırı duyarlılık gibi haller meydana gelir.
 Hatta unutkanlık öyle bir hal alır ki hamile bayan elindeki anahtarı başka yerlerde arayabilir, mutfağa gidip alacağı nesneyi almadan oturma odasına dönebilir. İşte tüm bunları annenin bebeğini beslerken kendindeki vitaminleri ona vererek kendisinin güçsüz kalması ve unutkanlığın artmaya başlaması ile ilgili süreçlerdir.
Unutkanlık İçin Neler Yapmalıdır?
Unutkanlık aşırıya kaçarsa gündelik hayatı zorlaştırır ve kişilerin sosyo psikolojik hayatları üzerinde menfi etkiler yapar. İşte bu yüzden anne adayları hem hamile kalmadan önce gebelik sırasında hem de doğumdan son B vitamini ve folik asitten yana zengin besin maddelerinin tüketilmesi ve böylelikle hem annenin hem de bebeklerin sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebilmesi açısından önemlidir. Doğum sonrası unutkanlığın bir diğer sebebi ise aşırı yorgunluktur. Bu sebeple dinlenmeye önem verilmelidir.

Doğum Sonrası Ne Zaman Adet Görülür?


Doğum yaptınız ve ilk adet kanaması gerçekleşmedi. Kaygılanmayın, çünkü doğum sonrasında regl görülmesi, bazı kadınlarda 6 hafta, bazılarında ise 1 yıldan daha uzun sürebiliyor. Üstelik adet gecikmesi ile birlikte, hamile kalma riskiniz de artıyor.

Kadın vücudu, her ay doğal bir şekilde olası bir gebelik dönemine hazırlanıyor. Kadınlar, yaklaşık 35 - 40 yıl süresince rutin olarak belli zaman aralıklarında regl oluyor. Bu zaman dilimi içinde kadın, ortalama olarak ayda 70 saat düzenli adet kanaması geçiriyor. Bu rutin gelişme, kadın hayatının sadece iki döneminde değişiyor. Bunlardan ilki gebelik dönemi, ikincisi ise emzirme dönemi. Bu dönemlerde adet kanamasının olmamasının nedeni ise, hipofiz bezi. Bu bez nedeni ile beyin ve yumurtalıklar tarafından, regl gelişiminin bastırılıyor.

Adet kanaması nedir?

Normal dönemlerde reglin nasıl gerçekleştirildiğini biliyor musunuz? İşte yanıtı: Rahim iç yüzeyinde her ay döllenmiş yumurtanın, gelip yapışmasına ve buradan beslenmesi için damarlanmasını sağlayacak bir tabaka oluşuyor. Eğer döllenme yoksa bu duvar görevini tamamlayıp yerini alttan gelen yeni dokuya bırakarak dökülüyor. Daha sonra rahimden dolayısıyla vücuttan dışarıya atılıyor. Her ay bu işlem aynı şekilde tekrarlanmasına menstürel siklus – adet düzeni denirken; işlevini yitirerek yerini yeni oluşan yapıya bırakıp dışarıya atılan bu dokuya da adet kanı, mentürasyon kanaması adı veriliyor.

Adet kanaması ne kadar sürer?

Adet kanaması süreci, adet kanaması ve akıntısının vücut dışına atılması. Bu, oldukça karışık bir süreç. Bileşik bir hormon grubu tarafından işareti verilen ve beyin tarafından kontrol edilen süreç, genellikle gebelik hariç, her ay gerçekleşiyor. Kadınlar, yeni bir yumurtanın oluşmasından önce adet görüyorlar. Bu işlemin dört aşaması var. Bir adet döngüsü ortalama 28 gündür fakat, bu kişilere göre değişiyor. Adet döngüsünün 25 –35 gün arasında olması normal kabul ediliyor. Adet döngüsü, çeşitli uzunluklarda olabiliyor. Yumurtlama dönemi ile adet kanamasının gerçekleştiği günlerin arası, yaklaşık 14 gün olmakla birlikte 11 ile 16 gün arası da olabiliyor.

Doğum sonrası adet görme

Hamilelik sonrasında yeniden rutin regl kanamalarının başlaması, uzun bir dinlenme ve radikal hormon değişikliği sonrasında yaşanıyor. Hormonların tekrar faaliyete geçmeleri de çok kısa bir süre içinde olmuyor.

Peki emzirmeyen kadınlarda adet kanamaları nasıl oluyor? Gebelikten sonra eğer kadın bebeğini emzirmiyorsa, regl en erken 2 hafta sonra başlıyor. Ancak ilk adet genellikle düzensiz oluyor. Doğum yaptıktan itibaren ortalama 6 hafta sonra ilk yumurtlama, 8 - 14 gün sonra da ilk regl başlıyor.

Doğum sonrası adet düzenli midir?

Doğum sonrası regl düzeni, ancak 2. ya da 3. regl döneminde normale dönüyor. Kadınların yüzde 20 ile 30´unda ilk regl kanamasından önce yumurtlama olmuyor. Bazı kadınlarda ise, ikinci regl dönemi çok kısa sürebiliyor. Ancak bunun için endişelenmek doğru değil. Çünkü üçüncü regl döneminde bu durum tamamen düzelebiliyor.Sezaryen doğum sonrası görülen adet zamanının normal doğumdan farklı değildir. “Emzirme bitmesine rağmen 1 yıldır adet olamayan kadınlarda önce gebelik testi yapılmalı. Sonrada progesteron hormonu belli süre verilerek adet görmesi sağlanmalıdır. Buna rağmen görmezse inceleme derinleştirilir.”

Emzirmek adedi geciktirir mi?

Bebeklerini emziren kadınların adet kanamaları, emzirmeyenlere oranla daha uzun süre gecikiyor. Bunun nedeni ise, bebek anneyi emdikçe göğüs uçlarının etkilenmesi ve süt yapımını sağlayan prolaktin hormonu düzeyinin yükselmesi. Bu da folikül gelişimini sağlayan hormonların salgılanmasını önlüyor. Eğer bebek düzenli bir şekilde emziriliyorsa, emzirme süresince foliküller dinlenmeye çekildiğinden, gebe kalma riski yüksek olmuyor. Yani, eğer bebek düzenli bir şekilde günde 5 defa yaklaşık 10 dakika kadar emziriliyorsa, yumurtlama bastırılıyor ve regl kanaması gecikiyor. Bilim adamları, prolaktin hormonunun emzirirken serpildiğini ve bu nedenle de reglin geciktiğini düşünüyorlar.

Comments system

Disqus Shortname